2010/06/24

3-4-3 Meksika

Öncelikle merhaba herkese ve herkesten önce bloga. Çok çok uzun zaman oldu ya, yazı girmiyorum, unuttum bile burayı. Ama güzel takım Meksika yıkıyor bu tabuyu, bi şeyler yazma ihtiyacı duyuyorum.

Ben şundan nefret ediyorum öncelikle: "futbol ne kadar enteresan dimi ama! her an her şey olabiliyor!" Doğrudur, yanlış bir tarafı yok. Ancak benim için bıkkınlık veren bir tabir, her harekette tekrarlanması bıkkınlık veriyor bana. Şunun gibi aynı: her yemekten sonra Allah'a şükür diyorsunuz, tamam yahu, yerine gitmiştir zaten o. O yüzden olur da futbol değişiyor, ne kadar enteresan, futbol güzel oyun, futbol hayattır gibi anlamsız romantikliklere kaçacak olursam vur bir tane kafama sayın okur.

Bununla beraber hemen her büyük turnuvada yükselen yeni bir oyun anlayışı görüyoruz, pek çokları için taraf olmak ve güzel futbolcuları izlemek kadar eğlenceli bir şey bu. Ben de dahilim bu gruba. Almanya diye girdim turnuvaya, bir de sürekli izleyişten kaynaklanan ve Milner'dan dolayı ilgimle İngiltere, sonra Meksika ve Şili eklendi bunların yanına. Şili'yi eleme maçlarında izlemediğimden daha uzak bir takımdı, Aguirre'nin Meksika takımını ise İngiltere maçında tanıdım, farklılıkları ve sorunlarıyla. Meksika'nın sorunları farklı taktiksel anlayışın bittiği yerde başlamıyor, yani ilk elden dizilimin garipliğinden değil, dizilime uygun oyuncu yokluğundan. Denebilir ki o zaman futbol romantikliği bir kenara bırakılıp daha faydalı bir strateji kurulamaz mıydı? Ben sanmıyorum, eldeki kadroyu gerek verimli gerek eğlenceli kullanıyorlar bu şekilde. Meksika'nın orta saha oyuncusu yok. Mesela gariptir, girin Wikipedia'nın sayfasına bakın 3 tane orta saha gösteriyor sadece, ki doğrudur da. Ve bu 3 tanesinden hiçbiri de Marquez veya Gio kalitesinde değil. Meksika yaratıcılığı faydacılığa dönüştüremiyor, rakibini bozduğu ve %60 topla oynadığı maçta ya gol atamıyor, ya yeniliyor örneğin, İngiltere'ye böyle ve pek çok başka. Yediği golleri oyuncu yetersizliğinden görüyorum ben daha çok, bakıldığında kupadaki iki golünü de hızlı hücumlardan, beklerin boşalttığı alana hücum eden oyuncuların ters kanada attığı uzun toplardan yedi ve bu bir şablon eksikliğidir, ama Meksika'yı yetersiz kılan şablon yanlışlığı değil, oyuncu eksikleri.

Meksika neden kabız peki? O kadar pas yapıyorlar, hızlı oyuncuları var, her bi bokları var, neden böyle bu takım? Bir orta saha oyuncusunun yokluğunu hissediyorlar, savunma arkasına paslar atacak, oyunu bir an önce kanatlara yaymaya çalışan Torrado'dan farklı paslar atabilecek birini. Meksika bu adamın yokluğunu hep çekiyor. Bazen hücuma gerektiği kadar hızlı çıkamıyorlar bu yüzden ve top kanatlara inip Gio/Barrera kim varsa hızlanırken karşılarına bir ikincisi çıkıyor, rakip yerleşmiş oluyor. Ya da bu önemli değil, herhangi bir durumda o oyuncuların tekniklerini ve hızlarını gole dönüştürecek aksiyonlar yapamıyorlar, nedeni de bu. Oyuncuların yerleşimleri muazzam. Veteran Franco da çok iyi biliyor bu oyunu ve onun boşalttığı alanlara giriyor Gio, veya top tutuyor vs. Ama takımda gördüğüm üç sorundan biri de bu, Franco'nun varlığı; orta sahada yaratıcı oyuncu eksikliği ve sol kanada uygun oyuncunun bulunamamasıyla beraber. Yaşı gereği temposu düşük, ağır kalıyor ve gol katkısı çok az. Dünkü maçta Cacau, Klose farkını gördük, merkez santrafor oyununu bilen biri gerekiyor forvette, ama bana kalırsa Meksika'nın böyle bir oyuncuya bağlılığı Almanya'dan daha az, keza Almanya klasik 4-2-3-1 oynayan bir takım ve o arkadaki üçlünün görevleri, yerleşimleri Meksika'dan çok farklı, Meksika hıza ve sürekli yer değişimine dayanan bir forvet hattına sahipken, Almanya'da maç içinde Müller-Podolski'nin kanat değiştirdiğini görmüyoruz örneğin, temelinde Almanyanın 4-2-3-1, Meksika'nınsa haliyle 4-3-3e benzeyecek 3-4-3 oynamasından kaynaklanıyor bunlar.

Aguirre elbette takımın sorunlarından haberdar ve bunları çözmeye çalışıyor. Hala yetersiz Vela yerine Barrera'yı denedi, çalışmayan sol kanada canlılık geldi. Arjantin maçına Guardado'yla başlayabilir o bölgede, gerek Gutierrez'in varlığı gerekse de şu ana kadar yaptığı orta saha denemelerinde olduğu gibi orada kullanamayacak olmasıyla. Arjantin'e karşı hücumda doğan sıkıntılarınızdan önce savunma güvenliği almalısınız ve sırf 2-3 pas atacak ve orta sahanın ortasından hücum gücü sağlayacak diye Guardado'yu böyle bir maçta da ortada kullanmak çok büyük yanlış. Yine de hoca bilir tabi... Orada Efrain Juarez oynayacak, aslı sağ bekmiş, ama milli takımda box-to-box oynuyor. Arjantin maçında orta ikilinin çok iyi oynaması gerek, pozisyon kaybetmemeleri, top çıkarırken yaşanan sorunları engellemek için gerekirse 2li geriye gelmeleri ve Marquez'e yardım etmeleri ve orta sahada direnç sağlamaları çok önemli. Arjantin'e karşı baskın oynamayı düşünmüyordur kimse ve top çıkarma özürlerinin olduğu şu durumda gereksiz heyecanlara gerek yok diye düşünüyorum. Juarez hazırsa Torrado'nun yanında yerini alması gerek, yaratıcı paslar da oyuncuların büyük maç performansına bakacak, ya da gerekirse 60'tan sonra bir-iki hamle yapılır.

Guardado'nun orta sahada tercihi ve Blanco dedenin bu kadar fazla süre alması, hocanın sorunu çözmeye yönelik çalışmaları. Guardado daha orta saha özellikli bir oyuncu, 442'nin solunda oynar, Gio bunu pek yapamaz ve bu özelliğinden dolayı takımın kabızlaştığı anlarda oyuna orta sahadan dahil oluyor Deportivo'daki kanat pozisyonunun aksine. Garip zaten. Orta saha ikilisi düşünün bir sol açıktan kırma, diğeri sağ bekten. Yani... Meksika'nın çok ciddi orta saha sıkıntısı var gerçekten, Torrado da 30 yaşında ayrıca. Tabi ileri üçlüde forvet özellikli oyuncu seçme isteği de vardır, Barrera veya Vela gibi. Ama temelde şu orta saha sıkıntısı yatıyor ve bu yüzden Barrera'dan daha tehlikeli bir oyuncu olan Guardado'nun Gutierrez karşısında ilk 11de olabileceğini düşünüyorum, ha olmazsa eski düzene devam demektir, 60larda 18 yazan tabelayı görmüş oluruz. Peki Blanco neden oynuyor? Sergen'den farkı kalmamış, kondisyonu yerlerde sürünürken. Aynı şey işte, forveti hareketlendirecek keskin paslar atsın diye. Zaten o haliyle başka da bi şey yapması beklenemez ve üst düzey maçları kaldırması çok zor, son 16da en fazla 15-20 dakka süre almasını bekliyorum. Ha Blanco çok iyi besliyor forveti, o ayrı. Gerek Franco'nun maç başı etkinliklerinin yeterli olması, gerekse Hernandez'in yapamaması kaygısı, Franco'yu yine 11 başlatacaktır. Ama bir sonraki dünya kupası orada Hernandez oynayacaktır kesin, kaleye Ochoa, sola Vela ve orta sahadaki kara deliğe Gio'nun kardeşi Jonathan dos Santos. Meksika takımı daha iyi olacaktır.

Marquez bu takımın en önemli parçası, kalitesi ve saha içinde aldığı görevle. Takımı 3-4-3 hüviyetine sokan oyuncu o, centre-half oynuyor. Meksika rakip hızlı geldiğinde sistemin buyurduğu kaydırmalı savunmayı yapamıyor ve Marquez'in de fazla defansif rol almadığını görüyorum, kesicilik-top çalma gibi. Uruguay maçında daha bi ortalıklarda yok gibiydi. Görevinin ne olduğu belli fakat o görevini kaybediyor sanki. Arjantin maçında bu görevini hatırlaması gerek, ilk toplarda daha aktif rol almalı, keza 3lü savunma anlayışının orta sahayla defans arasındaki o 'delikte'ki oyuncuyu kapatması için de. İngiltere-Meksika maçında görülen bir şey vardı. Top rakibe geçtiğinde Meksika'nın öndeki üçlüsünün kanatları, outside left ve outside right denen adamlar, rakibin beklerini kapatıyordu ve öne çıkmasını engelliyordu, genelde ileride bekleyen Meksika için güzel bir duruma dönüşmüştü bu. Ama ne Gutierrez ne Heinze böyle bir tehdit, bu adamların Salcido ve Osorio'yu ikilemeleri gerekiyor daha çok, özellikle Gio'nun çizgiye sadık kalıp genişlik sağlayacak Di Maria'yı peşlemesi.

Güzel maç. Tarafız, değişik bir taktik var, Messi var, Maradona var, Arjantin var. Hakkaten güzel maç. Meksika önde basmaya çalışmaktan ve atak oynamaya çalışmaktan ister istemez vazgeçemeyecektir, oyun stili gereği, onların defansif anlayışı Blanco'yu kullanmamak veya Guardado'yu orta sahada düşünmemek olacaktır. İkinci yarı kaos olur, her şey karışır, orasını bilemem, ama başlangıç planlarında değişiklik olmayacak. Herkes görevine daha sadık ve disiplinli olacak, son 16 ve rakibin Arjantin olmasının etkisiyle. 3-4-3'e gelirsek... Bence 4-3-3'e yatkın takımlar şu dönemde daha kolay oluşturuluyor ve bunu zaten yapabilen takımlar için gereksiz bir fantezi. Güçlü kanatları olan ve orta sahayı tamamlayamayan takımlar için uygun, 4-4-2'den dönmeler yapılabilir. Keza orta saha oyuncuları benzer özellik istiyor ve dönemin futboluna daha yakın, daha akışkan, ileri üçlünün oluşturulduğu bir düzen. Milner-Barry çok güzel ikili oluşturur mesela bu düzende. Ben derim ki, yenilik arayan İngilizler için, hemen kupa öncesi 352'nin gündeme geldiği İngilizler için, Lampard-Gerrard sonrası, bir 3-4-3 çok hoş olur, tabi öylesine akıldan geçen bir şey bu. Bence kadroları gayet uygun, 2 stoper ve Carrick, Milner-Barry-GJohnson-ACole-Rooney-Walcott-Sol açık.

Her şeye rağmen, Maradona'nın takımına karşı Meksika'yı tutuyoruz.