Yeni nesil Newcastle taraftarı. Toon Army değil, le toon. |
Kadrosunda yerliden çok yabancı
oyuncu bulunduran kulüplere alışmıştık ama Newcastle gibisini
Arsene Wenger dahi başaramamıştı. Son transfer döneminde
katılanlarla takımdaki Fransız sayısı artık 11. Yanlış
olmasın, Newcastle'ın takımı olduğu Tyne&Wear yöresinin
Fransa'yla hiçbir kültürel bağı yok. Adanın kuzeydoğusunda yer
alıyor; yabancıların pek de seveceği bir yer değil. Hani kadrosu
Latin Amerikalı oyuncularla dolu Portekiz kulüplerine yorulmasın.
Bu 11 kişilik lejyonun tamamı son iki sene içinde transfer edildi.
Transfer politikasında en büyük pay
Graham Carr'a ait. 68 yaşındaki Carr, 2010'da oyuncu izleme
komitesinin başına geldikten sonra Ben Arfa, Cabaye, Demba Ba,
Papiss Cisse, Tiote gibi pek çok başarılı oyuncuyu takıma
kazandırdı. Fransa ligiyle yoğunlaşan, Tiote ve Cisse
örneklerinde görüldüğü gibi başka Avrupa liglerini de
kapsayabilen bu transferlerin bir ortak noktası var: ucuz maliyetli
ve geleceğe dönük olmaları. Bilhassa Fransa liginin havuzu
İngiltere için çok uygun. İyi bir eğitimden geçmiş ve Premier
League sertliğine uyum sağlamakta sıkıntı çekmeyecek yüksek
potansiyelli oyuncuları, uygun bonservis ve maaşla alabiliyorsunuz.
Örnek vermek gerekirse Fransa ligi şampiyonunun orta saha lideri
Cabaye'ı 4 milyon pound bonservis ve haftalık 30 bin pound'a
transfer edebiliyorsunuz. Cabaye'ın haftalık maaşı daha önceki
takımın esas adamları konumundaki Joey Barton ve Kevin Nolan'ın
yarısı kadar bir paraya denk geliyor. Bunlar arasından en dikkat
çekeni kesinlikle Cheick Tiote. İlk geldiğinde haftalık maaşı
yalnızca 8 bin pound idi.
Atan ve tutan sorunu
İşler geçen senekinin tam tersi
istikamette ilerlerken Newcastle rotasını bir kez daha Manş'ın
öte yakasına çevirdi. Geçen sene kimsenin beklemediği kadar iyi
oynayıp Avrupa Ligi bileti alan takım zikretmeseler de bu sene
ligden düşme formunda seyrediyordu. Hafta içinde Villa'yı yenerek
bu sezonki ilk deplasman galibiyetlerini aldılar ve 12 maçlık
seriyi kırdılar; böylece 24 maçta 24 puan oldu. Durum buyken,
sezon başında ertelenen bölgelere transferler bir bir gelmeye
başladı.
Takımın aynı beklentileri
karşılayamaması doğal. Geçen yıl zaten limitlerini
zorlamışlardı. Derinliği olmayan o kadroya gerekli takviyeler
gelmeyip yerleri genç oyuncularla doldurulmaya çalışıldı ve
Avrupa Ligi maçları bu oyuncuların kendilerini gösterdiği bir
platform oldu. Ama hepsinden önemlisi takımın 2 önemli teknik
problemi var: kısaca atan ve tutan sorunu. Newcastle United'ın
geçen seneki başarısı iki temel üzerine kuruluydu: sağlam bir
savunma ve menajer Pardew'un başarılı taktik hamleleri.
Sakatlıklar ve Coloccini'nin ülkesine dönmek istemesiyle
şekillenen savunmadaki problem ve takımın iki başarılı forveti
Papiss Cisse ile Demba Ba'nın bir arada oynatılamaması takımın
güç aldığı dengeleri alt üst etti. Savunmadaki sıkıntıyı
anlamak zor değil; lakin hücum biraz karışık.
Cisse-Ba uyumsuzluğu
Geçen sezon bu dönemde Papiss Cisse
transfer edildiğinde takımın esas forveti Demba Ba aynı bu sezon
olduğu gibi lige damgasını vuruyordu. Zaten ikinci sezonunda
tekrar edince Chelsea'ye transferi gerçekleşti. Cisse öncesi
Newcastle iyi bir savunma takımıydı; çoğunlukla 4-4-2 şeklinde
diziliyor, Demba Ba'nın partneri bir uzun oyuncu oluyor ve gol atma
işini Ba üstleniyordu. Cisse'nin gelişi sonrası roller evrilmek
zorunda kaldı; çünkü bu iki oyuncudan 'saf 9' olanı Papiss Cisse
idi. Bir süre ön hattı ikisi oluşturdular fakat Ba golcü değil,
köprü rolünde etkisiz olunca takımdaki varlığı hissedilmez
oldu ve Pardew'ın 4-3-3 denemelerinde kendini kanada hapsolmuş
buldu. Zaman zaman da yedek oturdu. Demba Ba'nın mutsuz olduğu ve
sezon sonunda ayrılabileceği konuşuluyor; lakin takım iyi
giderken ve Papiss golleri sıralarken bunun üzerinde fazla
durulmuyordu.
İşte bu sıkıntı yeni sezona da
taşındı. Pardew'ın 4-3-3, 4-4-2 arasında gitgelleri; ikiliden
formda olan Demba Ba'nın tekrar merkeze geçip Cisse'nin kanatta
oynamaya çalışması derken geçen sene sinyaller verdiği üzere
dengesiz bir hücum hattı ortaya çıktı. WhoScored'un tuttuğu
verilere göre bu sene ligde maç başı en fazla uzun top oynayan
takım Newcastle. Bir önceki yıl Shola Ameobi'nin fiziki üstünlüğü
mühim bir B planı olarak duruyordu; artık A'ya terfi etmiş
durumda.
Resmileşen
transferlerden Yanga-Mbiwa, Gouffran, Haïdara ve Debuchy bu bilgiler
ışığında yerli yerine oturuyor. Böylece 3 yeni savunma
oyuncusuyla savunma epey güç kazanıyor ve hücum oyuncusu olarak
da bir önceki sıkıntıları yaşatmayacak biri tercih ediliyor.
Gouffran, gerek ikinci forvet olabilecek gerekse kanatta görev
yapabilecek; dolayısıyla teknik açıdan Cisse'yi tamamlayacak bir
oyuncu. Ego sorunları yaşaması da uzak ihtimal. Kendisinin çimene
alerjisi varmış, illa ki kusur bulacaksak.
Hayatım Futbol 67. sayı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder