Rickie
Lambert'ın hikayesi ilk kez geçtiğimiz yıl manşetlere çıkmıştı,
şu araysa başka bir boyuta taşındı. Southampton'ın 31 yaşındaki
golcüsü artık İngiltere milli takımının da forveti.
|
Hayatım Futbol 96. sayıda.
Rickie Lambert pek çok yönden sıradışı bir golcü. Kariyerinin tamamını İngiltere'nin alt liglerinde geçiren biri olarak, 30 yaşında ilk kez çıktığı Premier Lig'de 15 golle geçen sezonun en golcü İngiliz oyuncusu. Önce Liverpool'dan kovulmuştu, 19 yaşındayken de Blackpool onu beğenmedi. 4 aylığına pancar fabrikasında çalışmak zorunda kaldı. Döndüğündeyse haftalık 50 pound'a Macclesfield'da oynuyordu. Geçen hafta 31 yaşındayken çıktığı ilk milli maçı yeni bir rekora tanık oldu. Topla ilk dokunuşunda, oyuna girdikten 2 dakika sonra attığı gol şu ana kadarki en hızlısı. Dahası, Rickie Lambert bir İngiliz forvetten beklenmeyecek ölçüde oyun zekasına ve Hodgson'ın aradığı hedef santrafor özelliğine sahip. Bu da onu Brezilya'ya götürülecek kadronun muhtemel değerli elemanlara arasına sokuyor.
Poster çocuk
Rickie
Lambert'ın bir İngiliz olması neticesinde, 30'undan sonra yaptığı
çıkış ülke içinde çok daha farklı bir boyutta
algılanabiliyor. İtalya'da Luca Toni'nin yaptığına benzemiyor
bu. İngilizler kendi değerlerini yetiştirmekten o kadar uzaklar
ki, her hikayeye sıkı sıkıya sarılma peşindeler. Lambert da
Premier Lig'deki yabancı istilasından şans bulamadığını
söyleyen genç İngilizler için bir rol model olarak sunuluyor.
Hatta daha öte giderek, milli takım için bir kurtuluş reçetesi.
Kulüp
takımından hocası Pochettino'ya göre, gelecekte bir gün Lambert
öncesi ve sonrasındaki İngiltere milli takımından bahsediyor
olabiliriz. Çünkü Rickie Lambert, ülkesi için oynamayı
umursuyor, bundan gerçek bir keyif alıyor. “İngiltere milli
takımının imajını değiştirme, oyuncularını daha ulaşılabilir
hâle getirme noktasında bir şeyleri değiştirebilir.” diyor
Pochettino. Futbolcuların pahalı spor arabalarını milli takımdan
daha çok önemsediği algısı bir süredir adada tartışılmakta.
Çare, yine Lambert.
Bizden biri. |
'Beklenen adam' olması yanında, Rickie Lambert gerçekten değerli bir futbolcu, değerli bir profesyonel. Yolu Singapur'a kadar düşen, iki sene önceki peri masalı hikayesinin kahramanı Grant Holt'a göre artıları epey fazla olan bir forvet. Yine de bu iki alışılmadık futbolcunun ortak yanlarını aramaya çalıştığımız vakit, bir kez daha İngiliz futbolunun kanayan yarası karşımıza çıkıyor. Alt liglerdeki İngiliz oyuncuları Avrupa standartına kavuşturan Paul Lambert'ın parlattığı Holt ve ülkenin en iyi yönetilen kulüplerinden Southampton'da büyüyen Rickie Lambert'ın ortak paydası şu: hoca yetişmiyor.
Pancar fabrikasından
Wembley'e
Rickie
Lambert, hâlâ koruduğu Scouse aksanıyla nereden geldiği
konusunda şüpheye yer bırakmıyor. İlk red cevabını da burada,
Liverpool'da almış. Devamı, hayal kırıklıklarıyla dolu, zor
bir dönem. 15 yaşında Liverpool'dan atılmasına dair, “Dünyanın
sonu gelmiş gibiydi. O yaşlarda reddedilmeyi kabullenmek kolay
değildi.” diyor Lambert. Liverpool'un ardından 3 senesini
geçirdiği Blackpool'da da yeterli bulunmuyor ve futbolu bırakma
noktasına kadar geliyor.
Öyle
ki, şansını son kez Macclesfield'da denemek isteyen Lambert, evine
1 saat uzaklıktaki bu yerin yol masraflarını karşılamak için
bir pancar fabrikasında eş zamanlı çalışmak zorunda kalıyor. 4
ay kadar kulüpsüz dolaştıktan sonra Mart ayında Macclesfield'la
imzalıyor ve ertesi sezonda takımın değişmezi olmayı başarıyor.
O sezonun sonunda kulüp rekoruyla 300 bin pound karşılığında
Stockport'a transfer oluyor. Dördüncü kademeden Wembley'e yürüyen
adamın hikayesi böyle başlıyor.
İngilizler sanırım salatasını çok yapıyormuş, ben turşusunu seviyorum. Pancar. |
O günlere geri giden Lambert, milli takıma yükseleceğinin hayalini dahi kurmadığını açıklıkla itiraf ederken niçin bu kadar geç kaldığını da anlayabildiğini söylüyor. Ona göre, ancak 27 yaşına geldiğinde gerçek bir profesyonel futbolcu olmuş. “Takımda en fit olmayan oyuncu her zaman bendim. Kendimi de her zaman böyle biri olduğuma ve asla değişmeyeceğime inandırmıştım. Sıradan biri nasıl yaşıyorsa öyle yaşıyor, dışarı çıkma, eğlenme fırsatları varken bunları kaçırmak istemiyordum.” diye durumu izah ediyor. Kendine biraz dikkat ettiği takdirde çok daha iyi yerlere gelebileceğini ilk fısıldayan Bristol Rovers'taki hocasıymış, fakat gerçek bir adım attığı kulüp Southampton olmuş.
Southampton yılları
Rickie
Lambert, Southampton'ın bugünkü Premier Lig konumunun mimarları
Liebherr ve Cortese'nin ilk milyonluk transferi. Daha evvel adanın
en iyi altyapı kulüplerinden biri olarak bilinen Southampton, an
itibariyle en hızlı büyüyenlerinden de. İkilinin başa geldiği
2009'dan bu yana iki kademe atlayıp Premier Lig'e geri döndüler ve
şu anda ligin kıymetli orta sıra takımları arasında
görülüyorlar. İngiltere'deki en Avrupai altyapı eğitimine sahip
olan kulüp; Walcott, Bale, Oxlade-Chamberlain'den sonra Ward-Prowse,
Shaw gibileriyle yeni bir altın nesle hazırlanıyor.
Yeni
sahiplerin ilk yılında çalıştığı Alan Pardew'in transferi
olan Rickie Lambert, durdurulamaz yükselişini Pardew'ın yerine
gelen Nigel Adkins'le yaptı. Adkins, Pardew'den beklenen takımı
modernize etme işini layıkıyla üstlenirken, Southampton 2 yılda
2 lig atlayarak Premier Lig'e yükseliyor ve Lambert üç sezona 79
lig golü sığdırarak kulübün kült oyuncuları arasına adını
yazdırmaya başlıyordu.
Takımın
Premier Lig'e çıkmasına tepkisi Gaston Ramirez, Mayuka, Jay
Rodriguez gibi çoğunlukla ofansif transferler olan Adkins'in,
modern 4-2-3-1'iyle Premier Lig'de neler yapabileceği ve Lambert'ın
bu ortamda da formunu koruma ihtimali merakla bekleniyordu. Hırslı
Cortese takımın savrukça ofansif hâlinden memnun olmayınca,
işler o kadar da kötü gitmiyorken sezon ortasında radikal bir
kararla Adkins'in görevine son verildi. Lambert'sa gerek Adkins,
gerek onun yerine gelen Pochettino döneminde gollerini atmayı
sürdürdü. İşine duyduğu büyük saygı, onun durmak bilmeyen
ilerleyişinin en büyük garantörü.
Pochettino ve bundan
sonrası
Kulübedeki
esrarengiz ve somurtkan görüntüsüyle Cortese'nin sahadaki eli
olduğu izlenimi veren Pochettino, Lambert'ın kariyerinde yepyeni
bir sayfa. Marcelo Bielsa okulunun kuvvetli takipçilerinden olan
Arjantinli hoca, geldiği ilk günden itibaren farkını belli
etmişti. Ferguson'ın 'bizden daha iyiydiler' diyerek kabul ettiği
bir maçta Old Trafford'da sinyali verdiler; ertesi haftada
Manchester City'i 3-1 ile darmaduman ettiler. Pochettino atamasından
yalnızca bir iki hafta sonra, agresifce önde baskı yapan ve
rakipten kazandığı toplarla gol arayan bir Southampton ortaya
çıkmıştı. Aylar sonra taraftarlar da soğuk ama haklı
Cortese'nin bir kez daha doğru kararı aldığına ikna oldular.
Gelişmiş
kulüp yapısı ve Adkins'in bıraktığı miras Pochettino'nun
çalışması için çok uygundu. Ama devraldığı bu hazır ortamda
onu en çok şaşırtan Lambert idi. “Kariyerini öğrendiğimde
Premier Lig'de daha fazla oynamamış olmasına hayret etmiştim.
Birbirinden aşağı kalmayan pek çok özelliği var; uzaktan çok
iyi şut çekebiliyor, iyi bir bitirici, iyi bir tekniği var fakat
beni en çok şaşırtanı onun mentalitesi oldu.” diyordu
Manchester City maçı sonrası. Rickie Lambert deyince ilk aklımıza
gelen, onu farklı kılan özellik bu olmalı, kesinlikle.
Pochettino'yla formu en gözle görülür şekilde yükselen isim Jay Rodriguez'di. Lambert'ın gol adediyse, değişen rolüne bağlı olarak düşüş göstermişti. Southampton'ın geçen yılki kısırlığının (iyi oynuyorlardı, ama sonuç gelmiyordu. Savunmada açıklar, hücumda değerlendirilemeyen pozisyonlar) ofansif yöndeki çözümü olarak, onun üzerine Osvaldo takviyesi yapılmış durumda ve Puncheon'un yerine de fit bir Lallana geliyor. Bu üçlü ve arkalarındaki Wanyama - Cork (Ward-Prowse) - Schneiderlin oynama alışkanlığı kazanıp belli çalışılmış oyunları ezbere yapar hâle geldiğinde, Southampton yalnızca teorisyenlerin ve altyapı uzmanlarının favorisi olmaktan çıkacak. Özellikle geçtiğimiz yılın iki görünmez kahramanından (diğeri West Bromlu Yacob) biri olan Schneiderlin'in bu değişimden nasıl etkileneceğini görmeyi merakla bekliyorum. Schneiderlin - Cork ikilisi, oyun aklı ve birbirini tamamlama becerisi çok çok üst düzeyde olan, başlı başına bir Nigel Adkins başarısıydı. Pochettino'nun Southampton'da yerleştirmeye çalıştığı felsefe üzerine incelikle yazılmış bir yazıyı şurada bulabilirsiniz: Pochettino and His Ball Winning Philosophy: An In-depth Analysis. |
Pochettino bu yıl projesini bir adım öteye taşıyor. Transfere yüksek bedeller harcayarak Lovren, Wanyama, Osvaldo gibi çok değerli üç yeni oyuncu getirdiler. Bu isimlerin kadroya katılışıyla, oynanmak istenen çizgi savunmalı, ön alanda presli futbol için çok daha uygun bir ortam oluşmuş durumda. Açıkçası, başka şansları da yok. Cork, Wanyama, Schneiderlin'den oluşan ve ligin en iyi kesicisi Schneiderlin'in ön önde oynadığı bir takımdan başka ne bekleyebilirsiniz? Pochettino felsefesinin önünü tıkayan sorunların tespiti doğrultusunda ilerliyorlar.
Osvaldo
transferiyle Lambert'ın geçirmesi muhtemel evrim daha da netlik
kazanıyor. Hâlihazırda kanatlara açılma, geriden gelenlere duvar
olma gibi takımı yukarı taşıyıcı özellikleri barındıran
Lambert, yeni hoca sonrası özellikle Jay Rodriguez'le başarılı
oyunlar kurgulamıştı. Aslen bir forvet oyuncusu olan Rodriguez'in
sol kanattan başlayarak savunma arkasına koşuları veya tek
paslarla karşı karşıya bırakılışları çoğunlukla Lambert'ın
varlığı ve pozisyon alışıyla mümkün oluyordu. Lambert'ın
kanatta başlamasının çok düşük bir ihtimal olduğunu hesaba
katarsak Osvaldo'nun benzer bir rolü daha iyi şekilde üstlenmesi
yüksek ihtimal gözüküyor. Pochettino, Lambert'ın bu görevden de
başarıyla kalkacağından emin. “Rickie ne kadar entelektüel bir
futbolcu olduğunu ve rekabeti sevdiğini bize tekrar tekrar
hatırlatmaktan geri kalmıyor. Osvaldo'nun burada olduğuna
sevindiğini düşünüyorum çünkü oyununu daha da ileri
götürmesine yardımcı olacak.” diyor.
Hodgson'ın
elinde Rooney, Sturridge, Welbeck gibi çok değerli forvetler olduğu
kesin. Ama onun vazgeçemediği, arkadaşlarına pozisyon hazırlayan
bir hedef forvet lazım olursa artık Zamora gibi figürlerden çok
daha değerli Rickie Lambert'ı var. Üstelik gol de atıyor ve daha
da iyiye gidecek gibi gözüküyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder