Roberto Martinez'i nasıl bilirsiniz?
Blaugrana fabrikasından çıkan dâhilerden biri olarak mı? O hâlde
yanılıyorsunuz. Yolu bir şekilde Barcelona'dan geçenlerin çığır
açıcı işler başardığı günümüz futbolunda, alışık
olmadığımız, sıradışı bir Katalan Martinez. Kariyerine
Barcelona'da değil, babasının antrenör olduğu Balaguer'de
başlamış ve 22 yaşında, o zamanın dördüncü kademe takımı
Wigan Athletic'e transfer olmuştu. Cruyff'un '93 model
Barcelona'sını en büyük ilham kaynağı olarak açıklarken, bir
yanlış anlaşılma olmaması açısından itinayla ekliyordu:
“Hayır, Barcelona taraftarı değildim. Babamın takımını tutuyordum.”
1995'ten bu yana kariyerini Britanya'da
sürdüren ve beş yıl önce İskoç bir bayanla evlenen 'Bobby',
kendini bir İspanyol'dan daha çok İngiliz gibi hissettiğini
söylemişti. İngiltere futbolunun gelişimine yönelik yapılan
tartışmalara 'biz' diye başlayan cevaplarla katılırken, her
seferinde de, İngilizlerin çizdiği karamsar tabloya karşı bir
tutum sergiliyordu. Euro 2012 vesilesiyle yapılan röportajların
birinde, “İngiliz oyuncuların İspanyollar kadar teknik
olamayacağı algısından nefret ediyorum.” diyecekti.
“Son beş senede başardıklarımıza (Wigan'ı kast
ediyor olmalı) bakılırsa, İngiliz futbolcu da teknik olabilir!”
Dışarıdan
birinin perspektifinden, İngiliz futbolunun sorunları ona daha
farklı görünüyordu. Martinez'e göre en büyük sorun, geri
kalmış olduğu söylenen altyapı yöntemleri değil; 18-21 yaş
aralığındaki oyunculara, olgunlaşma ortamının
sunulamamasıydı.
“Gelişmemiz gereken dönem, 18'den 21 yaşa kadar olan dönem olmalı; çünkü 18 yaşına kadar, en az dünyanın geri kalanı kadar iyiyiz. 18'den sonrası, sadece çok az oyuncunun başarabildiği bir atlama. Yetenek tek başına yeterli değil. Atlamayı sadece 'daha iyi profesyonel' olmayı başarabilenler yapıyor.”
Ertesi sene Everton'ın
başına geçtiğinde, yine aynı fikir üzerinde duracak ve bu kez,
Gerard Deulofeu ile Luke Garbutt'u karşılaştıracaktı. Aynı
yaştaki iki oyuncudan Deulofeu, Championship seviyesindeki bir ligde
Barcelona B takımında oynarken; Garbutt, Cheltenham'a kiralık
yollanmış ve o da çok kısa sürmüştü. İngilizler, oyuncuların
pişirilmesi kısmında sınıfta kalıyordu.
FA başkanı Greg
Dyke'nin bu hafta içinde açıkladığı 'B takımları' projesi,
ülke genelinde büyük tepki aldı. Roberto Martinez ise yine karşıt
saflardaydı. Bunu 'çok, çok heyecan verici!' bulmuştu. Öyle
ya, neresinden bakarsanız 2 senedir gayet sesli bir biçimde dile
getirdiği proje tam da buydu!
Dyke'nin
bahsettikleri, sahiden de İngiliz futbol piramidinin benzersiz
yapısına yönelik ciddi bir tehdit oluşturuyor. Ama bir de şöyle
düşünün: Martinez diyorsa bir bildiği var!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder