2009/04/06

Şişir!



United'ın eksik ötesi kadrosunu Agbonlahor-Carew ikilisi ezdi geçti, sonraki maçlar için yeni veriler, yeni umutlar sağladılar. İster yerden ister havadan oyna, biri çok hızlı, biri çok güçlü; doğru yere giden her uzun top tehlike. Buraya kadar gayet güzel. Aston Villa; ligin en iyi kontraya çıkan takımı, fizikli forvetlere, hızlı ve delici oyunculara sahip. Elbet direkt pas tercihi daha fazla olacak. Ama her zaman da olmaz ki! Dakika 89, Stoke City karşısında 2-1 öndeyken halen bir Adem oğlu çıkıp da De Sanctis'in yaptığı gibi sakin beyler demiyor, halen şişiriyoruz. 2 ay sonra, dünkü Manchester United maçına bakalım; Friedel halen şişiriyor, skor Old Trafford'da 2-1! Chalkboard'dan Van der Sar'a bakıyorum, 87. dakikada bile Carrick'e kısa top oynanmış. Her takımın elbette karakteristikleri olacak ve buna göre de bir oyun yapısı kurulacak; ama belli bir dengeyi yakalamak da şart. Bu bağlamda Arshavin'in Londra'ya geleli 1-2 hafta olduğu döneme gidelim. Yine chalkboard'da, Arsenal'in daha fazla direkt pas yapışının rakibin çözülüşünde etkili olduğu gösterilmişti. Ali Sami Yen'deki maçta İspanya'nın ölümcül pas düzeninden feragat ettiğini gördük, bir başka örnek. Sezon başından beri şikayetimiz buydu ve 4-4-2'yi savunuşlarımızdan birisi de daha dengeli pas akışı sağlama, dolayısıyla da topa daha fazla olma imkanı sağlamasıydı.

Bu bir yana yine sürekli sıkıntı yaratan başka bir konu; savunma oyuncularımızın ve bundan da öte savunuş şeklinin bariz yanlışlığı. Tamam bekimiz yok, bunun dışında Zatyiah Knight gibi bir öküze ve iyi niyetli de olsa kapasitesi az çok belli bir Curtis Davies'e sahibiz. Bununla beraber en iyi savunma elemanımız Laursen de topu çok iyi oyuna sokamayan bir oyuncu. Bu yüzden uzaklaştırılan toplar genelde doğrudan rakibe gidiyor. Fakat öne geçtikten sonra herkesin ceza sahasına yığılması ve ilerideki baskının kesilmesi n'oluyor? Olay cesurluk-korkaklık değil. Skorda avantajlıyken elbette savunma yapacaksın ama bu şekilde yapman bir taktik hata oluyor. Dün Manchester United çok kötü olmasa gol 10 dakika erken gelebilirdi. Rakibi ceza sahasının 5 adım önüne kadar getirip kademeye oradan başlayınca golü yiyorsun tabi. Bakın bizim amansızlara, İspanya'daki ilk yarı savunma performansı harikaydı, ve hatta Hamburg'un şanssız bir gol yiyene kadarki alan savunması da bir o kadar iyiydi. Öndeki 4 lünü hiç geriye yaslamayıp önde tehlike yaratacak oyuncuların olduğunda rakibin bir şeyler üretemesi oldukça zor. Hem aynı zamanda bu oyun yapısı, topu oyunu sokmakta güçlük çeken ama birebir markajda kuvvetli oyuncuların açıklarını da kapatır. Yine İspanya maçında Balta-Emre performansına bakın. Ligin en iyi kontra atak takımı Aston Villa; ilerideki 3 ölümcül adamının ileride presi kesip gezinmeye başlamalarına, Barry-Petrov kim varsa ceza sahası çizgisine yakın yığılmasına, önde olunan maçın son 30 dakikasında şişirmeye devam edilmesine rağmen 80'e kadar golü yemedi. Dediğim gibi eksiği fazlaydı Manchester'ın, çok zayıf kaldılar. Orada Ronaldo sahneye çıktı, momentumu takımına geçirdi ve Macheda işi bitirdi. Ronaldo işin aslı çok iyi bir şut çıkarmamıştı; tam köşeye gitmesine gitti ama özellikle ağır çekimde tekrarı izlendiğinde Friedel'ın hamle için geç kaldığını görüyoruz. Friedel'ın beni biraz hayal kırıklığına uğrattığını belirteyim. Maç kazandıran kaleci profiliyle gelmesine rağmen şu anda daha çok idare eder görüntüsünde. Bu idare eder Victor Valdes anlamına gelmez elbet; idare eder takımda sırıtmaz, aslında fena da oynamaz ama fazlaca öne de çıkmaz.

Daha önce 4-2-3-1'den bahsetmeyi öngörmüştüm ama bu maçtaki 4-4-2 performansı gayet tatmin etici, sanırım bu düzeni uygun görüp daha farklı oyuncu profillerine yönelmek gerek. Defour gibi her işi yapıp bir de oyun kuran bir oyuncu yerine daha çok Cazorla tipi iç kanat oyuncu transferi öne çıkabilir. Yazının başında da söyledik; Agbonlahor-Carew ikilisi ölümcül. Birinin hız, birinin kuvvet yönünden öne çıkmasının dışında aslında her ikisinin de fiziksel özelliklerinin üst seviyede olması çok önemli. Misal rakip savunmalar için aslında Agbonlahor da hava toplarında bir tehdit. Gabby-Carew'in Heskey-Owen'dan farklı yönü bu. Bunun dışında Barry-Petrov ikilisine olan hayranlığımı her fırsatta dile getiriyorum ve sanırım uzun yıllar böyle bir ikili bulmakta zorlanılacak. Sonuçta Barry gibi İngiltere milli takımının bankosu bir oyuncu sahibi olamayacağız ve yanında da Petrov gibi uyumlu bir oyuncu olmayacak. Petrov'un süper yararlı presleri, top kapışları, geriden top alışları ve üçüncü bölgeye geç çıkışı gibi güzel özellikleri var; ikinci golde topu kapıp kontrayı başlatan yine Petrov. Zaman zaman Milner'ın sola geçip Reo-coker'ın sağda olduğu bir orta saha denenebilir, böylece orta sahadaki direnç arttılabilir. Young'ın savunma zaafı yarattığı dönemlerde bunu görebiliriz, ki dün oyundan asıl çıkmasını beklediğim de Ashley Young'tı. İkinci bir forvet, kanat oyuncularından birinden vazgeçebilmeyi de sağlıyor aynı zamanda.

Hiç yorum yok: