2008/08/19

İlk Haftanın Ardından

Liglerin açılış haftalarından sonra şöyle uzun uzun sallamak da pek keyifli. Babama gidip de 85 milyon daha basar mısın mı diyeyim, pek peyifli açamadık gerçi. Ama yine de justin.tv alternatif olarak güzel bir site, oraya bir alkış. Şimdi bakıyorum, 90'a çaktığım da olmuş; kendi kaleme attığım da. Tottenham'ı basan bir takım olarak biliyorduk :sergen yalcin:, Arsenal'in de ilk 11'i belliydi :hakan ünsal: halbuki.

Bu aralar gruplamayı seviyorum; yine oradan gideyim. Oha, çüş dedirtenler; ben demiştim dedirtenler ve yanılmışım dedirtenler olarak üçe ayırayım maçları. Boro-Spurs maçı oha dedirtti; Manchesterlıların dökülmesini, Villa'nın 3-4 atacağını, Chelsea'nin çocuğu koyacağını, Hull'un şaşırtabileceğini bekliyordum; Stoke'nin bir puanı çıkaracağı, Adebayor'un artık gol kaçırmayacağı, Sunderland'in puan alacağı, Everton'ın en çok bir gol atıp, en çok bir gol yiyeceği konusunda ise yanıldım. Şimdi bunları bi açalım.

Middlesbrough-Tottenham maçında kendi kaleme golüm var. Hatırlayanlar olacaktır, Enckelman bir geri pası ayağından kaçırıp gol yemişti; hem de öyle bir gol attım kendi kaleme. Anadolu kulüplerinden ayırdığım Tottenham berbattı. Hücumda yoktular. Tek-forvet-Bent'li sistem işlemedi. Tek forvet oynayacaklarsa Berbatov'un kalması gerekir zaten, Ramos'un bu tercihi eleştirilebilir. Yalnız 3 pure defans ve 1 pure forvetli çıkması da bir acayipti. İlk yarı Middlesbrough Kayseri, Tottenham Galatasaray'dı. İki pas yapamadılar, orta sahadaki o inanılmaz güce rağmen. Boro'ysa harikaydı, Tuncay bir ara takımın performansının üzerine çıktı; ki spikeri 'Tuncaay is everywhere' söyletmeye kadar götürdü. Forvette oynamayınca daha iyi oluyor bu adam diye söylemiştim previewde. Umuyorum orada kalır, Arca'nın sakatlığı yüzünden oynamamıştır. Bir de Mido-Digard, Shawky-Aliyediyer'in yerine gelirse tam olur. Aliyediyer kaçtır oynuyor, Arsenal'de de kaç sene oynadı; ne kadar üzerine koydu? Biraz kulübeyi ısıtsın. Defans yine sağlam, Wheater bıraktığı yerden devam edenlerden. Şöyle defans oyuncularını seviyorum, hem geride klas hem kornerden golcü. Bizden Laursen, işte buradan Wheater, Everton'dan Lescott bu tarzın öncüleri.

Arsenal aynı tas aynı hamam. Maçın başında yine inanılmaz baskı ve sonlara doğru biraz tempoyu düşürüp yapılan ayağa paslar göze çok hoş gelen oyun izletti. Nasri harika bir debut yaptı, zaten gol o kadar erken gelince ilk yarım saatte 3'ü bulup ikinci yarı zevksiz geçer diyordum. Ama gerisi gelmedi. Adebayor'un artık gol atmayı öğrenmesi, Afrikalı bir santrafor olmanın ötesine geçmesi lazım. Drogba ve Eto'o bunu başardılar. Drogba artık aynı zamanda durduğu yerden füze çıkarabilen bir futbolcu. Afrikalı oyuncu deyince fiziği çok iyi olan ve bu fiziğini çok iyi kullanan oyuncu aklıma geliyor. Dahası değil. Zaten o yüzden dünyanın en iyi ön liberoları genelde Afrika'dan çıkıyor. Yani şöyle söyleyeyim, Torres geçen sene attığı 24 gol için 35 net gol pozisyonuna girdiyse, Adebayor aynı sayı için 50'yi buldu muhtemelen. Hele yerlere yatıran bir pozisyon vardı ki maçta, kaleciyle karşı karşıya sol çaprazdan şutu sağ korner direğine kadar gitti. Hava toplarında iyi, arkadaşlarına alan yaratıyor falan ama bir yere kadar. Top tekniğini de gelitşirmesi lazım, zaman zaman bir şeyler yapmak isterken topu ayağından fazla aşıyor veya birebirde çok etkisiz kalıyor; ama şimdilik gol atması yeterli. Van Persie ve Toure'nin yedek başlaması bir acayipti, Toure'nin oyuna girdikten sonra orta sahaya geçmesi daha bi acayipti. Geçen sene Eboue'den sağ açık mı olur diyordum Wenger'e, fakat ön liberoda hiç de sırıtmadı. Taş gibi de oynadı. Bendtner'se bana göre zorunlu kalınmadıkça (Adebayor'un imandan çıkarması, Van Persie-Eduardo'nun aynı anda sakat olması) ilk 11 başlamaması gereken bir adam. Van Persie duruyorken ve hatta Euro 2008'de pasını biraz atmış gibi gözükürken çok riskli bi fanteziydi. Miller çok karıştırdı defansı, birini atabilse sonuçları ağır olurdu. West Brom, Arsenal'ın gazı gittikten sonra gayet iyi top oynadı. Kadro olarak ligde kalmaya, bence yeterliler. Zaman zaman Do-Heon'un forveti ikilmesiyle 4-4-2'ye dönen 4-5-1'de Miller ilerdeki adam olarak hiç de sırıtmadı, seneye fantasy'de 6.0 netten girecek havası var. Gerçi Moore iyilişince n'olacağı bilinmez. Sağ kanatı hiç işletemediler yalnız. Greening ve Cech iyi başlayamayanlardan.

Manchester City sezona bir türlü hazırlanamadı. Hughes'tan klasik bir 'Bu takımın kondisyonu ne halde, hoca?' göndermesi bile geldi. Portsmouth ve Manchester United da ilk haftaları çok zor geçirecek takımlar. Aslında bu 3 takım için sorun, hazır olmamanın yanında oyuncu eksikliği. Manchester paslaşma-takım savunması vs. açısından kaldığı yerden devam etti örneğin (Gerçi Newcastle maçını izleyemedim, Portsmouth maçına göre konuşuyorum). Ama bu takımda da farkı yaratan adam Ronaldo'ydu. Ronaldo oynasa takımın geri kalanı sırıtsa yine olmazdı; ama takımın hepsi oynayıp Ronaldo oynamayınca da olmuyor. Geçen senenin başında ne kadar tutuk oynadıklarını, 1-0 serileri yaptıklarını biliyoruz. Mourinho döneminin Chelsea'si de böyleydi, 1-0 serilerini kapatan adam Arjen Robben'di o zaman. Asıl silahı savunma olan takımlarda bu tür sorunlar olabiliyor. Şu an Manchester'ın ihtiyacı olan adam Berbatov mu, emin değilim. Bosingwa kesin bir ihtiyaçtı örneğin, kanatlarda iki beygir; bir tarafta Evra, bir tarafta Bosingwa önlerinde Nani ve Ronaldo. Fakat daha önce de dedim; bu sene Manchester'ı Portekizliler yaktı. Ronaldo'nun geçen seneki performansını yakalaması imkansız. 2 ay kadar zaten oynamayacak ama ondan sonra da ne kadar oynayacak? Arsenal-Henry ilişkisini hatırlatıyor bana. Takım Ronaldo'ya bağlı, Ronaldo cık cık etmeye başlıyor, sonra sakatlık, performans düşüşü, sezon sonu İspanya'ya uçuş ve başarısız bir sezon. Daha önce Aceto Bülent abi de yazmıştı (Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum aynı zamanda), Ronaldo sabit forvetle etkili olamıyor diye. Kesinlikle katılıyorum. Ayrıca Ronaldo buradaki kadar rahat da olmayacak, büyük bir mali yükün yanında takımdaki dengeleri de bozacak muhtemelen. Şu durumda Sir'in ihtiyacının Berbatov değil, bir sol açık oyuncusu olduğunu düşünüyorum. Unitedlı arkadaşlar kızacaklar belki ama, Giggs o 'wizard' olduğu dönemlerden uzaklaşıyor gün geçtikçe. Scholes da yaşlandı fakat sırıtmıyor, Anderson'ın çok iyi bir kumaşı olduğunu düşünüyorum örneğin, ama henüz fazla oynamamasını da sakıncalı bulmuyorum. Nani varken artık üstüne gidilmeli, çirkef-acaip bir adam da olsa. Zaten öyle adam bulunuyor genelde bu camiada. Eric 'legend' Cantona, sonra Roy Keane, Rooney, Ronaldo vs.

Pompey'in eksiği yine kanat, City'nin de yine kanat ve ayrıca forvet. Portsmouth, Crouch-Defoe'yle ligin en komple yerli forvet ikilisini kurmuş durumda. James inanılmaz güven veren bir kaleci ve yaşlı oyunculardan kurulmuş da olsa sağlam da defansa sahipler. Fakat top tutma-pas yapma konusunda inanılmaz sıkıntıları var. Forvetteki ikili gerek Manchester gerek Chelsea maçlarında hiçbir varlık gösteremediler. Top geçmedi çünkü bu adamlara. Daha zayıf rakiplerle oynayacakları maçlarda bu kadar zorlanmayacaklar belki ama kesinlikle çözümlenmesi gereken bir sorun. Şu anda asıl pozisyonu kanat olan sadece yeni transfer Jerome Thomas var! Ne Kranjcar, ne Diop, ne de Mendes (Rangers'a gitti zaten) kanatta oynayacak oyuncu değil. Bu yüzden oraları verimli kullanamadıkları gibi bu oyuncuların performanslarının düşmesine neden oluyorlar. Alex'in yeni oynadığı pozisyon gibi. Hem oyuncunun hem de mevkinin verimini düşürüyor. Kranjcar-Diarra çok klas, çok komple bir ikili olabilirler göbekte. Sol açığa Thomas yerine isterse beni koysun, takım daha tıkırında işleyecek bu durumda, şayet o bölgeyi yine kullanamayacaklar ama göbekten çok iyi bir güç haline gelecekler. Mark Hughes bu hatasını gördü ve hemen telafi etti. Elano winger oynayabilitesi olan adam değil. Etuhu'yla başladı, yapılması gereken bu. Sağ bekimiz eksik diye takımın en komple orta saha oyuncularından birini (Hamit'i diyorum) orada oynatmak zorunda değiliz. City'nin bir de forvet problemi var yazdım başta, ama bu biraz karışık; forvet alacaklarsa önce 2-3 tanesini satmaları gerekiyor. Bunun dışında Şovn Rayt Filips'i geri getirmeleri veya o ayarda adam almaları lazım. Ve bir de Gelson-Hamann'dan birini oynatacaklar mı, bunu kararlaştırmalılar. Yani durum karışık. Preview yazımda City düzeni oturtana kadar çok puan kaybederse Newcastle yetişebilir diye bir şeyler gevelemiştim, bu düzeni oturtmanın süresi de Hughes'ın elinde. Taksin'in başkanlığı da tehlikede olduğundan şu dönemde West Ham'a karşı bir galibiyet almalı ve Midtyjlland'i bir şekilde geçmeyi başarmalı. Sonra transferleri yapıp işine koyulmalı. Bana göre 4-5-1'e devam edip, Gelson-Johnson-Petrov-Elano-Yeni sağ açık-Jo şeklinde oynaması ve Sturridge-Caicedo'dan birini kiralayıp injury-prone olmayan bir forvet almaso gerek deyip bir başka maviye geçeyim.

Chelsea sezonun en hazır, en komplike takımı. Bir sürpriz olmazsa geçen sene United'ın yaptığını (Lig+Şampiyonlar Ligi) tekrarlayacaklar. Ballack'ın yedek kalabileceği bir takımdan bahsediyoruz sonuçta. Scolari de hiçbir mazaretinin olmadığının farkında. Lampard uzun süre sonra o eski halini hatırlattı bana. Deco ile birlikte inanılmaz oynadı. Anelka konusunu ise bilemiyorum. Bana hep bir alt takımın golcüsü gibi geliyor. İspanya'da Valencia'nın, İtalya'da Fiorentina, İngiltere'de Tottenham'ın. Scolari'nin ikinci yapacağı hamle Drogba'yı toparlamak olmalı. Şayet oraya bir de Drogba eklendiğinde, sistem daha bir canavar gibi işleyecek. Essien'in sakatlığı yok diye biliyorum; gerçi maçı Makedonya kanalından izlediğimden spiker bahsetmiş de olabilir, oynamaması oldukça enteresan. Bu sezon en önemli performans göstereceğini düşündüğüm adamlardandı halbuki. Gerçi oynayacaktır yine ama Mikel'i FA Cup, formalite şampiyonlar ligi maçları için düşünüyorum daha çok.

Bizim çocuklar (Aston Villa), tam gaz gidiyor. Gabby oğlan 7 dakikada hat-trick yapıp Capello'ya mesajı yolladı. Mesaj yerine ulaşacaktır muhtemelen ama İngiltere'nin önde tek Rooney, 4-5-1 sistemiyle oynaması daha mantıklı. Şimdi bundan bahsetmek ne alakaysa. Villa'nın enteresan yönü, çok gol atıyor gibi gözükse de aslında öyle aman aman gol pozisyonuna girmemesi. İlk yarı maç ortadaydı, ikinci yarı Carew perdeyi açınca açık oynanmayı başladı; Agbonlahor da girdiğini attı. Maçlar gerçekten çok keyifli oluyor. Martin O'Neill yerinde duramayan bi adam, o hopluyor zıplıyor; ikinci yarılarda top bir oraya, bir buraya gidiyor; Young kanattan bindiriyor, Laursen kornerden golü yazıyor, 2 dakika geçmiyor golü yiyoruz, sonra aynı senaryo falan geçip gidiyor maçlar. Kadro bu yaz çok genişletildi fakat halen bir sağ açık ve bundan daha önemlisi yedek forvete ihtiyacımız var. İkinci transfer döneminde halledilecek muhtemelen.

Diğer maçları izleyemedim; yine de hemen bir özet geçeyim. Yazılanlara göre Liverpool 3 puanı zor kurtarmış; tam bir 0-0 maçıydı maç öncesi, yazık olmuş. Sunderland transferlere devam ediyor. Rio Ferdinand'ın kardeşi Anton tamammış, Benni McCarty de yolda. Hull lige harika girdi. Ligde kalmak için kendi evlerinde, 15-20. sıra arası gidip gelecek takımları mutlaka yenmeleri gerekiyordu. İlk engeli başarıyla geçtiler. Stoke'dan beklentilerim vardı, fakat Bolton'a kolay teslim olmuşlar. Onlar için iyi değil; şayet Bolton kesinlikle zorlamaları gereken bir takım. Everton-Blackburn maçı yine kendi kaleme attıklarımdan. Neville ve Jagielka'nın geçen sene defansta oynadığını göz önünde bulundurursak 6 savunma nitelikli adamla, kendi sahalarında Blackburn'den 3 yemeleri inanılmaz. Ince kredileri toplamaya başladı. Rus ruletine yazdığım Villanueva oynamamış, oynadığı vakit izlemek lazım o çocuğu. Everton'ın fikstürü fena değil ayrıca; fantasyde Arteta veya Yakubu iyi tercihler olur. Ve West Ham 2-1 kazanmış Wigan önünde, berbat bir maç olmuştur diye tahmin ediyorum.

Hiç yorum yok: